NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
مِسْعَرِ
بْنِ كِدَامٍ
عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ
بْنِ
مَيْسَرَةَ
عَنْ
النَّزَّالِ
بْنِ
سَبُرَةَ
أَنَّ
عَلِيًّا
دَعَا بِمَاءٍ
فَشَرِبَهُ
وَهُوَ
قَائِمٌ
ثُمَّ قَالَ
إِنَّ
رِجَالًا
يَكْرَهُ
أَحَدُهُمْ
أَنْ يَفْعَلَ
هَذَا وَقَدْ
رَأَيْتُ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَفْعَلُ
مِثْلَ مَا
رَأَيْتُمُونِي
أَفْعَلُهُ
Nezzâl b. Sebre'den
şöyle rivayet olunmuştur:
Ali b. Ebî Tâlib (r.a)
bir su isteyip ayakta içmiş ve:
Bir takım insanlar,
kendilerinden birinin bunu yapmasını çirkin görüyorlar. Oysa ben Rasûlullah
(s.a.v.)'i beni yaparken gördüğünüz (şu) işin aynısını yaparken gördüm, demiş.
İzah:
Buharî, eşribe; Müslim,
eşribe; Tirmizî, eşribe; Nesâî, menâsik, tahâre; İbn Mâce, eşribe; Ahmed b.
Hanbel, I, 102, 144, 159.
Bezl yazarının İbn
Kayyim'den naklen yaptığı açıklamaya göre; gerçekten Rasul-ı Zişan Efendimiz in
ayakta su içmeyi yasakladığı gibi kendisinin bizzat ayakta su içtiği de bir
gerçektir. Bu durumu gören âlimlerden bazıları, ayakta su ile ilgili yasağın
haramhk için olmadığını söylerken bir kısmı da bu yasağın bizzat Hz. Nebi'in
uygulamasıyla sonradan neshedildiğini söylemişlerdir. Âlimlerden bir kısmı da
Hz. Nebi'in ayakta su içmeyi yasaklayan hadisleriyle bazan bizzat kendisinin
ayakta su içtiğini ifade eden hadisler arasında bir çelişki bulunmadığını,
çünkü aslında Hz. Nebi'in ayakta su içmeyi yasakladığını ve kendisinin de
mecbur kalmadıkça suyu oturarak içtiğini fakat bazen mecburiyet karşısında
ayakta su içmişse de mecburiyet karşısında yapılan uygulamaların aslî olmayıp
geçici olduğunu aslî olan uygulamanmsa devamlı olan uygulama olduğunu söylemişlerdir.
Hattâbî ise; buradaki
nehy hadislerinin ayakta su içmenin kerahet-i tenzihiyye ifade ettiğini, Hz.
Nebi'in ayakta su içtiğini ifade eden hadislerin ise ayakta su içmenin
kerahetle birlikte caiz olduğunu belirttiğini söylemiştir.
Hafız İbn Hacer, bu
babda söylenen sözlerin en güzelinin bu olduğunu söylüyor.
Ayakta su içmenin
sakıncası tamamen tıbbîdir. Çünkü ayakta su içme vücuda çok zararlıdır. Meselâ,
ayakta su içen kimse susuzluğunu gideremez. Ayrıca bu şekilde içilen bir su mideye
birdenbire ineceği ve oraya iyice yerleşmeyeceği açıdan vücut için çeşitli
zararların doğmasına da yol açabilir.
Tuhfe yazarı
Mübârekfûrî'nin açıklamasına göre, bu mesele ile ilgili çözüm yolları
şöyledir:
1- Bu meselenin
çözümünde, başta Ebû Bekir el-Esrem olmak üzere, bazı âlimler ayakta su içmenin
yasağını bildiren hadislerle caizliğini bildiren hadisleri sıhhat yönünden
karşılaştırmışlar ve daha sahih olanları tercih yoluna gitmişler; neticede
ayakta su içmeye cevaz veren hadislerin ayakta su içmeyi yasaklayan hadislerden
daha sahih olduğu hükmüne varmışlardır.
2- Bu meselenin
çözümünde tutulan ikinci yol nesih yoludur. el-Esrem'in bu yola da meyli
vardır. İbn Şahin de buna meyletmiştir. Meselenin çözümüne bu yoldan yaklaşan
bu âlimlere ve taraftarlarına göre, bu meseledeki nehy hadisleri cevaz
hadisleriyle neshedilmiştir. Nitekim hulefa-i râşidin ile sahabe ve tâbiûnun
büyük çoğunluğunun uygulamaları da bunun delilidir.
3- Bu meselenin
çözümünde tutulan üçüncü yol ise nehy hadisleriyle cevaz hadislerinin arasını
uzlaştırma yoludur. Bu yolu tutan âlimlerden bazılarına göre, burada ayakta
içmekten maksat yürürken içmektir. Binaenaleyh buradaki yasak, yürürken su
içmekle ilgili, cevaz da bir yerde sabit iken içmekle ilgili olduğundan nehy hadisleriyle
cevaz hadisleri arasında bir çelişki yoktur.
Diğer bir takım
âlimlere göre de nehy hükmü tenzihen mekruh ifade etmektedir. Bu bakımdan bu
babdaki nehy ve cevaz hadisleri arasında köklü bir ayrılık yoktur. Hafız İbn
Hacer, bu mevzudaki görüşlerin en isabetlisinin bu olduğu
kanaatindedir.[Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-Ahvezî, VI, 5-6.]